Home » » Sadece İki Yol Var Üçüncü Yol Yoktur..

Sadece İki Yol Var Üçüncü Yol Yoktur..


İki asker düşünelim. Uzak bir şehre gitmek için komutanlarından emir almışlar. Hazırlıklarını yaptıktan sonra yola çıkarlar. Bir müddet yürüdükten sonra yolları ...
"Bizim uğrumuzda cihad edenlere gelince, onları mutlaka yollarımıza eriştireceğiz. Şüphesiz ki Allah, elbette iyilik edenlerle beraberdir." (Ankebut:69)

İki asker düşünelim. Uzak bir şehre gitmek için komutanlarından emir almışlar. Hazırlıklarını yaptıktan sonra yola çıkarlar. Bir müddet yürüdükten sonra yolları ikileşir, yani ikiye ayrılır.`Acaba hangi yoldan gitsek daha iyidir?` diye düşünürlerken yolun tam ikileştiği noktada bir adam bulurlar. Adama varırlar. Belli ki adam halden anlayan ve yolların özelliklerini de iyi bilen biridir. Adam onlara yönelerek ikileşen yol hakkında şu malumatı verir:

"Gençler!” der, şu sağdan uzayıp giden yolun herhangi bir zararı yoktur. Onu tercih edip takip edenlerin onda dokuzu büyük bir rahatlıkla menzillerine ulaşırlar, bununla beraber iyi bir kâr da elde ederler. Açık ve örtülü pek çok güzellikle karşılaşırlar. Her halükârda güvende olurlar... Şu kadarı var ki, bu yolu tercih edecek yolcu, askerî disipline riayet etmede sebat edecek, plân, program ve düzenden ayrılmayacak. Yanı sıra kendisini ayakta tutacak gıdaların içinde bulunduğu bir çanta ve yine kendisini her tür düşmandan koruyup kollayacak birkaç kiloluk tedbir silahını yanında taşıyacak...

Soldaki yola gelince, bunda zahirî bazı faydalar olmakla beraber aslında hepten zarardır. Şu ana kadar bu yolu tercih edenlerin onda dokuzu zarar görmüşler. Güven deseniz, hiç yok. Tehlike, ölüm ve her türden sıkıntının bulunduğu uğursuz bir yoldur. Bu yolu tercih edenlerde intizam yok. Disiplin, kontrol, program yok. Gıda çantaları olmadığı gibi kendilerini koruyup kollayacak silahları da yok.. Görünürde bir hafiflik ve rahatlıktan söz edilse de bu yalancı, aldatıcı ve geçici bir haldir."

İki asker bilge adamı dinledikten sonra kendi aralarında tartışmaya başlarlar. Biri sağdaki yoldan gitmeyi, diğeri soldakinden gitmeyi savunur. Yollar arasındaki en bariz fark, birinde disiplin ve tedbir var, diğerinde bunlar yok. Tartışmalarının asıl nedeni de budur. Soldan giden yolu isteyen başıboşluğu, düzensizliği-intizamsızlığı isteyen biridir. `Zararıma da olsa bu daha rahattır` der. Diğer arkadaşı ise `Bir parça zahmeti olsa bile en kârlı olan yolu seçmek akıllıların işidir` deyip onu iknaya çalışır. Fakat beyhude...

Sonunda ikisi birbirinden ayrılır. Biri sağa, diğeri ise sola sapar. Sağ yola sapan, yolun icablarından olan çantasını ve tedbir silahını omzuna ve beline bağlar. Bunda bir parça ağırlık ve zahmet var ise de, gerçekte, kalbini ve ruhunu binlerce kiloluktaki minnet ve korku ağırlıklarından kurtarmış olur. Böyle mesud ve bahtiyar bir şekilde yürüyorken birden karşısına üzerinde yazıların bulunduğu bir levha çıkar. Yanına yaklaşıp tane tane yazıları okumaya başlar: Gerçekten size Allah`tan bir nur, apaçık bir kitap geldi. Rızasını arayanı Allah onunla kurtuluş yollarına götürür ve onları iradesiyle karanlıklardan aydınlığa çıkarır, dosdoğru bir yola iletir." (Maide:16)

Bu yazı, kendisini manen doldurur. Kalben ve fiilen yaptığı tercihin doğruluğunu pekiştirir. Hiçbir korku ile karşılaşmaz. Hiç kimseden minnet almaz. Tam bir kalbî ve vicdanî rahatlık içinde yürüyüp gider, komutanının gönderdiği şehre ulaşır. Orada vazifesini en güzel biçimde yapan namuslu bir askere münasip bir mükâfat görür...

Öteki askere gelince, tercihte ısrar ettiği sol yola girer girmez askerliği bırakır. Ağırlıklarının tamamını sağa sola atıp savurur. Düzene, plan ve programlığa gelmez, tabi olmak istemez. Başıboşluk ve serserilik vadisine iner. Her ne kadar cismen bir parça ağırlıktan kurtulur gibi olsa da kalben tonlarca minnet ağırlıklarına ve ruhen hadsiz korku dalgalarına mübtela olur. Kalben ve ruhen ezilir, azab içinde azab sıtmalarına yakalanır. Ayrıca çanta ve silahını almadığı için yoluna çıkan hemen herkesin dilencisi olur, önüne çıkan hemen herkes ve her şeyden korkup titremeye başlar. O bu korkunç ahval içinde yürüyüp giderken karşısına büyükçe bir levha çıkar. Üzerindeki yazıları okumaya çalışır: "Hevasını ilah edinen ve Allah`ın belirli bir bilgi gereği saptırdığı, böylece kulağını ve kalbini mühürlediği, gözünün üzerine perde çektiği kimseyi gördün mü? Böyle kimseyi Allah dururken hangi güç doğru yola alabilir! Hala ibret almayacak mısınız?" (Casiye:23)

Yazı, haktan sapmış bedbahtı anlatıyor ise de ne yazık ki onda bunu anlayıp idrak edecek akıl ve basiret kalmamıştır...

Bediüzzaman der ki: o iki yolcudan biri ilahî emir ve yasaklarına itaat eden, biri de asi ve hevaya tabi olan insandır. Bulundukları yol hayat yoludur. Ki bu yol, ruhlar âleminden gelip dünya ve kabirden geçerek ahirete gider. Çanta ve silah, ibadet ve takvadır. İbadetin her ne kadar zahiri bir ağırlığı var ise de, fakat onda öyle bir rahatlık ve hafiflik var ki tarif edilemez. Çünkü abid olan, "Eşhedu en la ilahe illallah" demekle "Hâlık ve Rezzak Ondan başka yoktur. Zarar ve menfaat Onun elindedir. O hem Hakimdir, abes iş yapmaz; hem Rahimdir, ihsanı ve rahmeti çoktur." diye itikad ettiğinden, her şeyde bir rahmet hazinesini bulur, dua ile çalar. Hem her bir şeyi Rabbinin emrine boyun eğmiş olarak görür. Rabbine sığınır. Tam bir tevekkül ile ona dayanarak her musibete karşı tam bir koruma ve güven içinde olur. İmanı ona kâmil bir emniyet verir... (1)

Hasan el-Benna`da bu iki yoldan birini şöyle tarif eder: Öyle bir yol ki, hazırlanmış, iştah uyandırıcı, aydınlık verici ve çok güzel bir yoldur. O yol (a girmek)le dünya güllük gülistanlık oluverir. Güzellikler her tarafını çevreler. O yolun ilk temel taşı, dört dörtlük yakini imandan ayrılmayan sağlam bir imandır. Yükseğe doğru çıkan merdivenleri de, dosdoğru olmak ve Rahman sahibi Mevlâ`ya saygı göstermekten ibarettir. Son basamağı ise Cennet ve onunda üstü olan Rıdvan`dır.

Öteki yol ise; yıkık-sökük, tenha bırakılmış, yırtıcı hayvanlarla doldurulmuş, zifiri karanlık, her tarafa ölüm saçan bir yol! İlk başlangıcı; kapısının eşiği her şeye karşı çıkmak ve inkârcılıktır. İleri basamaklarıysa, günah işlemek ve isyandır. Sonuncusundaysa Cehennem ve ateş-alev bulunan bir ortamın yoludur..." (2)

Sonuç: İnsanın ve insanlığın önünde üçüncü bir yol yoktur, sadece bu iki yol vardır. Bu yollardan biri İbrahim (as)`ın üzerinde bulunup tavsiye ettiği Hanif İslam`ın yoludur, diğeri de sapık yolda temerrüd edip Nemrudlaşan asi ve bedbahtların tercih ettikleri veya içine düştükleri yoldur. Bu yollardan biri Muhammed (as)`ın ve cümle peygamberlerin davet ettikleri İslâm ve ilahî kelâm olan Kur`an`ın yoludur, diğeri ise, küfür ve şirkin ve de cehaletin helak edici yoludur...

Allah azze ve celle buyuruyor ki: "İşte bu ikisi (mü`min ve kâfir), Rableri hakkında mücadele eden iki hasımdır. İnkâr edenler için ateşten elbiseler biçilmiştir. Başlarının üstünden (de) kaynar su dökülür." (Hacc:19)

"(Bu iki yoldan biri olan) Hakkı, batılın üzerine atarız da onu parçalar; bir de bakarsın ki o (batıl) yok olup gitmiştir..." (Enbiya:18) Yine de ki: "Hak geldi, batıl zail oldu! Şüphesiz ki bâtıl, yok olmaya mahkûmdur." (İsra:81)

Allah, hak yolunun yolcularını yalnız, yardımsız, yardımcısız bırakacak değildir. İnsanlık tarihi bunun şahitleriyle, delilleriyle doludur.

Onun için İslâm âlemindeki bugünkü gelişmeler, büyük bir dirilişin nişan ve alametleridir inşallah. Mü`minlerin önünde açılan her bir cephe, hakikat ana yoluna giden caddelerdir. Suriye yakıcı ve ibret alınacak bir cephe iken, Mısır muazzam ve muhteşem bir örnektir. Diğer cephelerin her birinde de benzeri tablolar var. Ama kesin olan bir şey var ki, o da Allah azze ve cellenin şu kelâmında saklı olan hakikattir: "Bizim uğrumuzda cihad edenlere gelince, onları mutlaka yollarımıza eriştireceğiz. Şüphesiz ki Allah, elbette iyilik edenlerle beraberdir." (Ankebut:69) Amenna!

Rabbimizin bizleri "mutlaka yollarımıza eriştireceğiz" diye buyurduğu mücahid muvahhidlerden kılması duasıyla, O`na emanet olunuz.

Muhammed Şakir / 
Share this video :

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Support : Creating Website | Johny Template | Mas Template
Copyright © 2013. Asi RüzgaR - All Rights Reserved
Template Created by Creating Website Published by Mas Template
Proudly powered by Blogger