
Allah'ı, Rab ve ilâh olarak tanıyan, özünden haberi olan her uyanık ve şuurlu müslüman, yüzde yüz dertlidir. Bu buhranlar çağında dertli olmaması hiçbir zaman beklenilemez. O dertlidir. Çünkü İslâmî mânâda kurtuluşa ermemiştir. O, dertlidir. Çünkü bugünkü İslâm dünyasında yüz binlerce müslüman kardeşi emperyalistlerin, müşriklerin ve tağutun zulmü altında inim inim inlemektedir. Dün Afganistan, bugün Çeçenistan dağlarında Rus kâfirine karşı cihad eden mü'min kardeşi uykusuzken o uyuyamaz
Tağutun zindanlarında işkence altında inleyen, kıvranan müslüman kardeşleri varken, o rahat edemez. Ve dertlidir, İslâm'ı bütünüyle hayat sahnesinden silip atan müşrikler, müslümanlara işkencenin her türlüsünü tattırmaktadırlar.
Dertlidir müslüman. Hâlde İslâm'ı yaşanması engellendiği gibi, gelecekte de Kitab ve Sünnet üzere bir hayat sürmesi engellenmiştir. Şirkin ve tağutun şeytanî tuzakları, bir mü'min için Allah'a giden bütün yolları kapatmıştır. Onun canı, nesli, aklı, malı ve namusu sağlam bir teminat altında değildir. Her an için bunların birisini veya tümünü kaybetmekle karşı karşıyadır.
Evet, müslüman dertlidir. Kendi nefsinden yana, hanımından, oğlundan ve kızından yana dertlidir... Aynı zamanda hismından, akrabasından, komşusundan ve toplumundan yana dertli olan müslüman, tamamen girmiş olduğu çıkmazdan nasıl kurtulacaktır? O, yüzlerce sorumluluğun altından nasıl kalkacaktır? Nereye ve kime yönelmiştir? Niçin vardır ve kimin için çabalamaktadır? Her akşam, "bugün Allah için ne yaptım?", sorusuna olumlu cevap verebiliyor mu? Hayatta ölçüsü nedir? Acaba İslâm'ın ne kadarını yaşayabiliyor? Niçin bütününü yaşamıyor? Bu bütünü parçalamasının sebebi nedir?
İşte bütün bu sorulara cevap arayan şuurlu müslüman, kendisini bir dert deryasının ortasında buluyor. Bunun farkına vardığı zaman batmamak ve boğulmamak için var gücüyle çırpınıyor. Çarelere başvuruyor ve eldeki imkânları kullanarak kurtuluşa ermek için çabalıyor.
Onun derdini bilmeyen gafletteki diğer müslümanlar, onu anlamıyor ve yardımcı olmuyorlar. Yardım etmeleri bir yana, ona "fitneci, sapık, zındık, fasık, uşak" sıfatlarını layık görüyor ve karşı çıkıyorlar.
0 yorum:
Yorum Gönder