.jpg)
Hep tek başımıza verdik biz bu mücadeleyi. Bu yüzden mutluluk küstü terk etti kalplerimizi. Oysa bırakmamalıydık asla düşlerimizi. Sarıp sarmalamalıydık en acıyan yerlerimizi. Kanatmamalıydık cemre düşmüş yüreklerimizi. Ben uzatmalıydım sen de tutmalıydın ellerimi. Sen adım atmalıydın ben koşmalıydım belki. Yine de yalnız bırakıp gitmemeliydik birbirimizi…
Eksik kaldı şimdi yüzümüzdeki tebessüm, nefesimizdeki buğu, tenimizdeki ürperiş. Öksüz ve yetim kaldı şimdi düşlerimizde koşup oynayan hercai delikanlı ve hırçın deli kız. Büyütemedik o çocuk yanlarımızı. Küstü içimizdeki çocuk bize, şimdi ise ağlamaklı.
Sahi biz seninle hiç üçü bir arada’lardan olamadık. Çekip gittik belki sadece gitmesi gerekenler gibi. Sen gittin ama yüreğin benimle değil mi? Sahi orada da gün, saat mevsim, an durdu mu şimdi. Burada mevsim ayaz… Donduruyor rüzgar kır çiçeklerimi… Ben de açan bundan sonra hep hüzün dikenleri…
Sen oralarda özlemedin mi hiç beni. “Gel artık!..” diye dövmedin mi hiç dizlerini? Söküp atmak istemedin mi hiç kalbini… Senin de bakışın buz kesmedi mi, ah’ında hayat hiç durmadı mı? Gözlerin takılıp kalmadı mı gözlerimi gördüğü yerde? Titremedi mi sesin her telefonu eline aldığında. Bir hızla vurmadın mı ahizeyi telefonun suratına…
Sahi biz seninle hiç üçü bir arada’lardan olamadık. Çünkü iki ayrı şehirde iki ayrı sevdaydık. Sen vazgeçilmezlere gittin, ben de imkansızlara…Aramızda kaldı mutluluk.
0 yorum:
Yorum Gönder