
Acıtıyor sensizlik yüreğimi ey yâr!.. Hele çaresizlik… Tutmuyorsun gelip üşüyen ellerimden. Uçurumlarda bırakıyorsun beni kocaman yalnızlığımla. Sensizliğin adı yalnızlık bu mevsimde. Kimseler gideremiyor sensizliği. O nedenle hep yalnızım ben bu yedi tepeli şehirde.
Yüreğimi yedi parçaya böldün tıpkı bu yedi tepeli şehir gibi ey yâr!.. Bir parçam gözlerine takılıp gitti. Hani bakarken hayat sunan, kalbimi alıp götüren o bakışlarına. Hep derinliğinde kaybolmak istiyorum o gözlerinin. Dalıp çıkmamak, kaybolup bulunamamak…Düşler ülkeme kapı aralayan gözlerin… Efsunlu ve her baktığında delen bakışların. Benden başka kimseyi görmesin o gözler ey yâr!..
Bir parçam sesine takıldı gitti buralardan. Hani o yüreğini elime verdiğin heyecanlı sesin var ya işte o. Hep kulaklarımda çınlayan, yüreğimde atan sesin. Sen hep konuş, ben de dinleyim seni olur mu? Çünkü kelimeler seninle anlam kazanıyor, hayat senden dinleyince hayat oluyor. Ne olur konuş benimle… Hiç susma ey yâr!..
Bir parçam sigaranın dumanıyla terk etti beni. Her nefesinde içine çektiğin sigarana tutuldum beni de içine çek diye. Onun gibi damarlarında gezinmek istedim ben de. Sigaran kadar yakınında olmak, nefesinin sıcaklığını hissetmek, senden olmak, seninle olmak ey yâr!..
Bir parçam yüzünün güzelliğine takıldı. Tıpkı Züleyha’nın Yusuf’a vurulması gibi. O yüz süsledi bütün düşlerimi. Görmedi gözüm o yüzden başkasını ve görmeyecek bundan sonra da ey yâr!.. Takıldı kaldı gözlerim orada. Hayranlığım şimdi Züleyha misali benim de sana.
Bir parçam düşlerinle birlikte. Hiç gerçekleştiremediğin düşlerin var ya ha işte onları gerçekleştirmeye gitti bir parçam. Avucuma koydun kırık düşlerini. Şimdi kendimden geçtim senin düşlerinin tamirindeyim ey yâr!..
Bir parçam yüreğine takıldı. Yok yok takılan bir parçam değildi. Yüreğimdi yüreğine takılan ey yâr!.. Alıp götürdüğün, alıp getirdiğin yüreğim/n. Sensiz atmayan yüreğim. Sana armağan ettiğim en büyük gerçeğim. Senin adına bu bedende emanet niyetine taşıdığım. Sensizken çürümeye bıraktığım, sensizken durulmayan, sensizken susturamadığım sol yanım.
Şimdi burada sensizken şerha şerha olmuş dirilmeyi beklemekteyim. Musa misali çağır beni ey yâr!.. Çağır ki dirilip geleyim bütün parçalarımla. Gelip konayım bahtının üstüne. Can bağışla bu garip fakire İsa misali. Bir yudum aşkla geleyim kapına. Çıkart dipsiz kuyulardan Yusuf misali. Kaybolan bütün güzelliklerimi bulayım ben de Züleyha gibi.
Ey yâr!... Şahit olsun gökteki ay, evrendeki güneş sensiz nefes alamadığıma… Bil ki ey yâr sensiz olan her yerde sürgündeyim. Sanma ki yaşıyorum ben buralarda. Çoktan düştüm yollara… Sende kalan yüreğime hicretteyim.
0 yorum:
Yorum Gönder